Hukuki İncelemelerAVUKATLIK ÜCRET SÖZLEŞMESİ

10 Ağustos 2021

GENEL

Avukatlık Ücret Sözleşmesinin temelinde vekâlet ilişkisi yer almaktadır. Bu anlamda Avukatlık Ücret Sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu vekâlet akdine ilişkin hükümlerden doğmaktadır. Ancak vekâlet hükümlerinden ayrı olarak ücret, Avukatlık Sözleşmesinin temel unsurlarındandır.

Doktrinde Avukatlık Ücret Sözleşmesi’nin tipik bir sözleşme olup olmadığına ilişkin tartışmalar mevcuttur. Bunun sebebi ise; Avukatlık Kanunu’nun 11.kısmının eski başlığı avukatlık ücreti iken 4667 sayılı yasa ile bunun Avukatlık Sözleşmesi olarak değiştirilmesidir. Bir sözleşmenin isimli sözleşme olarak kabul edilebilmesi için herhangi bir maddi hukuk normunda isminin bir kere geçmesi yeterlidir. Bu anlamda Avukatlık Ücret Sözleşmesinin isimli sözleşme olduğu söylenebilmektedir. Ancak isimli sözleşme olarak Avukatlık Ücret Sözleşmesinin tipik bir sözleşme olup olmadığı noktasında da bir doktrinde farklı görüşler ileri sürülmektedir. Avukatlık Kanunu’nun 163.maddesi avukatlık sözleşmesinin kapsamı başlığını taşımaktadır. İlgili madde;

“Avukatlık sözleşmesi serbestçe düzenlenir. Avukatlık sözleşmesinin belli bir hukukî yardımı ve meblâğı yahut değeri kapsaması gerekir. Yazılı olmayan anlaşmalar, genel hükümlere göre ispatlanır. Yasaya aykırı olmayan şarta bağlı sözleşmeler geçerlidir.

Avukatlık ücret tavanını aşan sözleşmeler, bu Kanunda belirtilen tavan miktarında geçerlidir. İfa edilmiş sözleşmenin geçersizliği ileri sürülemez. Yokluk halleri hariç, avukatlık sözleşmesinin bir hükmünün geçersizliği, bu sözleşmenin tümünü geçersiz kılmaz.” 

şeklinde düzenlenmektedir. Avukatlık Kanunu 164.madde ve devamında düzenlenen ve 175.maddeye kadar olan 11.kısım ağırlıklı olarak avukatlık ücretine ve bunun nasıl belirleneceğine ve azil ile istifa halinde avukatlık ücretinin nasıl tahsil edileceğine ilişkindir. Bu kapsamda bir sözleşmenin tipik olabilmesi için o sözleşmeye ilişkin esaslı unsurların ve ayrıntılı hükümlerin sevk edilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla sadece ücretin ayrıntılı olarak düzenlendiğinden bahisle Avukatlık Ücret Sözleşmesinin Avukatlık Kanunu madde 163 vd. hükümlere rağmen tipiklik unsurunu sağlamadığı atipik kaldığı yönünde görüşler ileri sürülmektedir. Ancak Yargıtay tarafından vekâlet ücreti bakımından sulh halinde avukatlık ücretine ilişkin müteselsil sorumluluk ile ilgili yapmış olduğu içtihadı birleştirme kararında avukatlık sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklara sırasıyla hangi hükümlerin uygulanacağına ilişkin tespitte bulunulmuştur.

İçtihadı Birleştirme Kararı çerçevesinde tipik veya atipik sözleşme olma hususundan bağımsız olarak Avukatlık Ücret Sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklar öncelikle Avukatlık Kanunu madde 163 vd. hükümlerine göre, boşluk olması halinde Türk Borçlar Kanunun vekâlet sözleşmesine ilişkin hükümlere, hüküm bulunmadığı takdirde ise Türk Borçlar Kanunu ve Türk Medeni Kanunu Genel Hükümlere göre çözümlenmektedir. Tipik bir örnek olarak; haksız azil ya da haklı istifa ya da haksız istifa hallerinde avukatlık ücretinin ne olacağı Avukatlık Kanunun madde 174.madde çerçevesinde hüküm altına alınmıştır. Ancak hangi hallerin haksız azle neden olacağına ilişkin herhangi bir düzenleme yoktur. Bu anlamda ilgili husus Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiş bulunan vekalet sözleşmesine ilişkin vekilin özen ve sadakat yükümüne dayanarak çözümlenecektir.

Avukatlık Ücret Sözleşmesi rızaidir. Sözleşmenin rızai olması, sözleşmenin kurulabilmesi için tarafların iradelerinin uyuşmasının yeterli olması demektir. Eğer vekil tarafından verilecek olan belirli bir hukuki yardım karşılığında bir ücret ödeneceği tarafların açık veya örtülü iradesinden anlaşılıyorsa Avukatlık Ücret Sözleşmesi kurulmuş demektir. Avukatlık Ücret Sözleşmesinin rızai olması ayrıca irade fesadı hallerine ilişkin tartışmaların gündeme gelmesi sonucunu da doğurmaktadır. Ücret unsuru kanuni olarak tamamlanmış bir unsurdur. Bir başka deyişle vekil ile müvekkili arasındaki ilişki çerçevesinde vekâletname çıkarılması Avukatlık Ücret Sözleşmesinin kurulduğu anlamına gelmez. Yalnızca basit bir şekilde temsil yetkisi verilmesine işaret etmektedir. Hal böyle iken arada herhangi bir Avukatlık Ücret Sözleşmesi akdedilmiş olmasa bile o kimsenin hukuki işlemi ile ilgili bir işleme başlanmışsa defacto, yani fiili olarak avukatlık ilişkisi kurulmuştur ve örtülü irade çerçevesinde avukatlık sözleşmesi hayata geçirilmiştir.

Ayrıca Avukatlık Kanunu madde 163 çerçevesinde Avukatlık Ücret Sözleşmesinin yazılı olmaması halinde taraflarca inşa edilen ilişkinin genel hükümlere göre ispatlanacağı hüküm altına alınmıştır. Bu anlamda vekâlet sözleşmesi kapsamında değerlendirilen Avukatlık Ücret Sözleşmesi yazılı yapılabileceği gibi sözlü de yapılabilmektedir. Burada önemli olan husus vekil edenin avukatı belli bir hukuki konu ile ilgili görevlendirme iradesinin bulunup bulunmadığıdır. Bununla birlikte Avukatlık Ücret Sözleşmesi ücret bakımından kanuni bir korumaya alınmış olsa da 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre sınırı belirli bir miktarı aşan hukuki işlemler ancak senet ile ispat edilebilmektedir. Avukatlık ücret miktarı ise bu sınırın üzerinde ise yazılı olarak ispat edilmesi gerekmektedir. Avukatlık Ücret Sözleşmesinin yazılı olarak yapılmaması veya Avukatlık Ücret Sözleşmesinde ücret bahsinin açık ve net bir şekilde düzenlenmemesi halinde talep edilebilecek en üst tutar avukatlık asgari ücret tarifesinde yer alan tutar kadar olup avukatlık asgari tutarı aşan tutar ile ilgili kısmın ispatı konusunda problem yaşanabilmektedir. Dolayısıyla taraflarca akdedilmiş olan bir Avukatlık Ücret Sözleşmesinin varlığının ispatı halinde belirli bir miktarın üzerindeki alacakların ancak senetle ispat edilebileceği kuralı avukatlık sözleşmesi bakımından kısmen de olsa bertaraf edilebilmektedir.

Öte yandan bir sözleşmenin Avukatlık Ücret Sözleşmesi olarak nitelendirilebilmesi için taraflardan birinin vekil olması gerekmektedir. Zira Avukatlık Ücret Sözleşmesi münhasır olarak hukuki yardım verilmesi hususunu avukata insar etmiştir. Dolayısıyla Avukatlık Ücret Sözleşmesi bir tarafta avukatın bir tarafta müvekkilin bulunduğu ve avukatın hukuki yardım ediminde bulunduğu, bunun karşılığında avukatın ücrete hak kazandığı sözleşmedir. Ücret, ilgili sözleşmenin ana unsuru olmakla birlikte istisnai hallerde ücretsiz olarak bu sözleşme taraflarca akdedilebilmekte olup ilgili hususun bağlı bulunan Baroya bildirilmesi gerekmektedir.

AVUKATLIK ÜCRET SÖZLEŞMESİNE İLİŞKİN ORTAYA ÇIKAN UYUŞMAZLIKLARDA GÖREV

Avukatlık Ücret Sözleşmesine ilişkin ortaya çıkan uyuşmazlıklarda görev konusunda da tartışmalar mevcuttur. Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından vekâlet ücreti talep edilen tarafın ticaret şirketi olması halinde dahi avukatlık hizmeti ticaret ilişkisi çerçevesinde değerlendirilmemektedir. Türk Ticaret Kanunu’nda yer alan mutlak ticari davalardan biri de değildir. Bu anlamda davanın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi gerekmektedir. Bu anlamda vekil tarafından verilen hizmetin tüketici ilişkisi çerçevesinde de değerlendirilmeyeceği yönünde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri kararları içtihat edilmiştir. Ancak İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından; Avukatlık Ücret Sözleşmesinden doğan işlemlerin tüketici işlemi sayılıp Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun madde 3 kapsamı içerisine alınmasından bahisle Avukatlık Ücret Sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda Tüketici Mahkemeleri’nin görevli olduğuna hükmedilmiştir.

Bununla birlikte; Türk Borçlar Kanunu’na göre daha özel bir kanun konumunda olan Avukatlık Kanunu’nda, kamu hizmeti gören avukatların hak ve sorumluluklarına ve Avukatlık Ücret Sözleşmesinin hüküm ve sonuçlarına ilişkin düzenlemelere yer verilmiş olmasından bahisle Yargıtay tarafından ise; Özel Hukuk hükümleri çerçevesinde vekil ve müvekkil arasında yapılan sözleşmelerin Türk Borçlar Kanunu madde 502 vd. maddelerinde düzenlenen vekâlet sözleşmelerinden ayrı bir sözleşme türü olduğu sonucunu doğurmayacağı hüküm altına alınmıştır. Ayrıca yürürlükteki 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da tüketici hizmeti, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, vekâlet her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder şeklindeki tanımdan hareketle vekil- müvekkil arasındaki vekâlet sözleşmesinden kaynaklanan hukuki ilişkinin buna göre belirlenmesi gerekeceği açık şeklinde hüküm kurularak İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri kararları çerçevesinde içtihat oluşturulmuştur.

En nihayetinde vekil-müvekkil arasında vekâlete dayalı sözleşmesel bir ilişki kurulduğu gözetilerek sözleşmesel ilişkinin temelindeki işlemin tüketici işlemi olup olmadığının açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre mahkemelerin görevli olup olmadıklarının belirlenmesi gerekmektedir. Dolayısıyla Yargıtay tarafından içtihat edildiği üzere; vekil ile müvekkil arasında kurulan Avukatlık Ücret Sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklarda Tüketici Mahkemeleri’nin görevli olduğu söylenebilmektedir. Bir uyuşmazlığa ilişkin görevsiz mahkemede açılan davanın avukatın haklı nedenle azline sebebiyet verdiği hususu göz önünde bulundurulduğunda vekil ile müvekkil arasında akdedilen avukatlık sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin belirlenmesine dikkat edilmesi gerekmektedir.

VEKALET ÜCRETİNİN MUACCELİYETİ

Avukatlık Kanunu 163 vd. maddeleri ve Yargıtay içtihatları çerçevesinde kural olarak avukatların bir işi kesin hüküm elde edilinceye kadar takip etme yükümlülüğü vardır. Bu kapsamda Avukatın vekalet ücreti üzerine aldığı işi sonlandırması ile muaccel olmaktadır. Yargıtay içtihatları çerçevesinde ise bu sonlandırma şekli anlamda kesin hükmün elde edilmiş olmasıdır. Bununla birlikte azil veya istifa halinde azil ve istifa tarihinde eğer avukat azil ve istifaya rağmen vekalet ücretine hak kazanmış ise vekalet ücret alacağı azil ve istifa tarihinde muaccel olmaktadır. Ancak Avukat Avukatlık Sözleşmesi ile öncelikle muacceliyet tarihine ilişkin ayrık hükümler belirleme imkanına sahiptir.

 

Av. Sıla DAŞTAN

https://barandastan.av.tr/wp-content/uploads/2022/04/barandastanavukatlik.png
TELEFON
0312 215 15 85
E POSTA
info@barandastan.av.tr
ADRES
Mebusevleri Mah. Turgutreis Cad.
No: 13/5 Çankaya / Ankara
Baran& Daştan Hukuk ve Danışmanlık  | © 2022 Tüm Hakları Saklıdır
error: