01/9/2023 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan kanun yararına bozma kararına konu ilk derece yargılamasında davacı; alt işveren şirketi nezdinde güvenlik görevlisi olarak çalışmakta iken 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, alt işveren nezdinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin %30 fazlası olarak belirlenerek ödendiğini, kadroya geçerken de ücretinin aynı şekilde ödenmesi gerektiğini, 375 sayılı KHK gereği altışar aylık dönemlerde %4 oranında ücret zammı uygulanması gerektiğini, asgari ücret+%30 fazlası üzerine %4 oranında ücret zammı uygulanması gerektiğinden eksik ödemelerin davalı idareden tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı idare ise cevabında; davacının en son çalıştığı idare ile daha önce kamu kurum ve kuruluşlarında alt işveren işçisi olarak çalıştığı iş sözleşmesinden dolayı 375 sayılı KHK’ya dayanarak herhangi bir hak talebinde bulunamayacağı, davacının bu haklarından feragat ettiğine dair sulh sözleşmesi yapmayı kabul ettiği, belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalıştığı ve buna göre Yüksek Hakem kurulu tarafından kabul edilen ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesi hükümlerine tabi olduğu, buna göre davacının günlük çıplak ücretine altışar aylık dönemlerle %4 oranında ücret zammı yapılarak ücretinin belirlendiği, buna göre de davacının almakta olduğu ücretinin %4 oranında artırıldığı, davacı ile imzalanan bireysel iş sözleşmesinde asgari ücretin belirli bir oranı üzerinden ödemeye ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığı savunmasında bulunulmuş ve davanın reddi istenmiştir.
İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama neticesinde; davacının çalıştığı belirli bir dönem belirtilerek toplu iş sözleşmesinden yararlanılması gerektiği, belirsiz süreli iş sözleşmesi ile 375 sayılı KHK hükmüne göre ödenmesi gereken ücret ile ödenen ücret arasında fark bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmış, bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Söz konusu kararın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından, işçinin sürekli işçi kadrosuna geçişi esnasında düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesinin ilgili maddesinde asgari ücretin belli bir oranı seviyesinde ücret ödeneceğinin açıkça öngörülmediği ve bu sebeple ilave tediye ücreti talebine ilişkin davanın reddedilmemesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğu sebepleri ile talep edilmiştir.
Yargıtay 9.Hukuk Dairesi tarafından gerçekleştirilen kanun yararına temyiz incelemesi sonucunda aşağıdaki sebeplerle kararın sonuca etkili olmamak üzere kanun yararına bozulmasına karar verilmiştir.
Öncelikli olarak ilk derece mahkemelerinin ve bölge adliye mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlarla, kanun yolu(istinaf veya temyiz) incelemesinden geçmeden kesinleşen kararlara karşı Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna gidilebileceği ve temyiz talebi Yargıtayca yerinde görülür ise kararın hukuki sonuçları ortadan kalkmaksızın kararın bozulacağı belirtilmiştir. Somut olayda hüküm altına alınan miktar 14.442,26-TL ise de davalı işyerinde çalışmaya devam eden davacının ücretinin belirlenmesine ilişkin tespitin ileriye yönelik etkisi bulunması sebebiyle kararda hükmedilen tutarın istinaf sınırı altında kaldığından bahsedilemeyeceği fakat tarafların süresinde yapmış oldukları geçerli bir istinaf başvuru bulunmadığından kararın, kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği kabul edilmiştir.
Yargıtay 9.Dairesi uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin hatları olarak belirlenmesi halinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk(temel) ücreti olduğu, tarafları arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kulan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir.
Diğer taraftan ileriye etkili olarak, işvereni sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden bağlayacak şekilde bir uygulamanın bulunması için iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine ilişkin hükümlerin olması gerektiği belirtilmiştir.
Ayrıca Kararda Yargıtay’ın 9.Hukuk Dairesi’nin 2020/5661 Esas, 2020/14044 Karar sayılı kararına atıf yapılmış, hizmet alım sözleşmeleri ile alt işveren tarafından istihdam edilen işlerin ücretlerinin belirli bir şekilde belirlenmesinin, hizmet alım sözleşmesinin devam ettiği döneme ilişkin bir uygulama olarak kabul edildiği, istihdam edilenlerin sürekli işçi kadrolarına geçirilmeleri ile geçiş işleminin yapıldığı tarih itibariyle hizmet alım sözleşmesinin feshedilmiş sayılacağının kabul edildiğine değinilmiştir.
Sonuç olarak; taraflar arasında kadroya geçiş esnasında yapılan iş sözleşmesinde açıkça işçiye her dönem için geçerli asgari ücretin belirli bir oranı üzerinden ücret ödeneceği öngörülmediğinden, hizmet alım sözleşmelerinde yüklenici tarafından istihdam edilen işçilerin ücretlerinin asgari ücretin katları ya da belirli bir oran fazlası şeklinde belirlenmesine ilişkin uygulamanın hizmet alım sözleşmesi devam ettiği sürece devam edeceği anlaşıldığından ilk derece mahkemesinin kararının kanun yararına bozulması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Av.Berrak BARAN