BültenADLİ YARDIM TALEBİNİN REDDİ İLE MAHKEMEYE ERİŞİM HAKKININ İHLAL EDİLDİĞİNE İLİŞKİN ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

22 Ağustos 2023

18.8.2023 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 2021/14356 Başvuru numaralı ve Karar tarihi 07/6/2023 olan Anayasa Mahkemesi kararına konu başvuru ile, adli yardım talebinin reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddia edilmiştir. İlgili kararın özeti aşağıdaki gibidir;

Başvurucu iş kazasından kaynaklı olarak maddi ve manevi tazminat talepli davayı açmış, davayı açarken yalnızca peşin harcını ve başvuru harcını ödemiş, ek olarak verdiği beyan dilekçesi ile muhtarlıktan aldığı fakirlik belgesini, … Vakfından aldığı maddi yardıma ilişkin belgeyi ve taşınmazına ilişkin bina beyannamesini de mahkemeye sunmuştur. Başvurucunun adli yardım talebi Mahkeme tarafından, başvurucu adına kayıtlı taşınmaz bulunması gerekçesi ile reddedilmiştir. Başvurucu ilgili karara itiraz etmiş ve adli yardımdan faydalanmak için gerekli koşulları sağladığını beyan etmiştir. Başvurucu adli yardım talebinin reddi kararına karşı yaptığı itirazının reddine ilişkin karara karşı bireysel başvuru yoluna başvurmuştur.

İnceleme konusu kararda AYM tarafından ilgili hukuk incelenmiş, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun adli yardımı düzenleyen ilgili maddelerine yer verilmiş, akabinde başvuru adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim hakkının ihlal edilip edilmediği noktasında değerlendirilmiştir.

Mahkeme “Mahkemeye erişim hakkı, bir uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyabilmek ve uyuşmazlığın etkili bir şekilde karara bağlanmasını isteyebilmek anlamına gelmektedir. Kişinin mahkemeye başvurmasını engelleyen veya mahkeme kararını anlamsız hale getiren, bir başka ifadeyle mahkeme kararını önemli ölçüde etkisizleştiren sınırlamalar mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir. Başvurucunun adli yardım talebinin reddedilmesi sonucu yargılama masraflarını ödemek zorunda bırakılmasının mahkemeye eirşim hakkına müdahale teşkil ettiği açıktır.” İfadeleri ile adli yardım talebinin reddinin kişinin Anayasa ile koruma altına alınan bir hakkında müdahale teşkil ettiğini tespit ettikten sonra, bu müdahalenin ihlal oluşturup oluşturmadığını değerlendirmiştir.

Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru kapsamında yaptığı değerlendirmelerde mahkemeye erişim hakkının kural olarak mutlak bir hak olmayıp sınırlandırılabileceğini, bu hususta devletlerin takdir hakları geğreği bazı düzenlemeler yapabileceğini, bununla birlikte getirilerek sınırlandırmaların hakkını özünü zedeleyecek nitelikte olmaması, meşru bir amaç izlemesi, açık ve ölçülü olması ve başvurucu üzerinde ağır bir yük oluşturmaması gerektiğini belirtmiştir.

 Yine Mahkeme, dava açarken veya yargılama sırasında tarafların belirli harç ve giderleri ödemek zorunda bırakılmasının mahkemeye erişim hakkında müdahale oluşturmasından bahsetmişse de, orantılı müdahalelelerin meşru görülebileceğini, mahkemeleri abartılı, ciddiyetten uzak gerçekçi olmayan talepleri alarak iş yükünün artmasının da önüne geçen bir mekanizma olduğuna değinmiştir. Ancak bu sınırlamaların hakkın özüne zarar vermeyecek nitelikte olması, meşru bir amaca dayanması ve amaca ulaşmak için kullanılan aracın, kurulmaya çalışılan adil dengeyi bozacak şekilde taraf aleyhine katlanılması zor külfetler yüklememiş olması gerektiğinden bahsettikten sonra ilkeleri olaya uygulanmıştır.

Buna göre ilk olarak elverişlilik yönünden incelemede bulunmuş ve mahkemeye erişim hakkına yapılan müdahalenin başvurucuların harç ve yargılama giderini ödemekle yükümlü kılınmalarının gereksiz yere dava açılmasını engellemek yönünden elverişli bir araç olduğu kanaatine varmıştır. Devamla,  müdahalenin gereklilik kriterini sağlayıp sağlamadığı değerlendirilmiştir. Gereklilik, mahkemeye erişim hakkını en az zedeleyen aracın seçilmesini ifade etmektedir. Mahkemenin tespitine göre, ilgilinin daha yargılamanın başında yargılama harç ve giderlerini ödemekle yükümlü kılınması ile yargılama sonunda yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesi arasında müdahalenin ağırlığı bakımından fark bulunmaktadır. Buna göre mahkemece yargılamanın henüz başından kişinin yargılama giderlerini ödemekle yükümlü kılınması mahkemeye erişim hakkına daha ağır bir müdahale teşkil etmektedir. Ek olarak yargılama giderlerinin davanın sonuna ötelenmesinin hakka daha hafif bir müdahale teşkil etmesi nedeniyle tercihe şayan bir yöntem olduğu söylenmiştir.

Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan değerlendirmede; ekonomik ve sosyal durumları itibariyle ilgili harç ve masrafları ödeyemeyecek olan durumda bulunan kişilerden, bu masrafları davanın başında yatırmasını beklemenin mahkemeye erişimlerini imkansız hale getirebileceği veya önemli ölçüde zorlaştırabileceği, mahkeme tarafından ödenmesi istenen harç ve yargılama giderlerinin başvurucuya aşırı bir külfet oluşturup oluşturmadığı, bu yükümlülüğün kaldırılmasının yolu olan adli yardımla ilgili verilen ret kararının gerekçesinin yeterliliğinin de değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmış,

Başvurucunun adli yardım talebinin ara karar ile redddedildiği, davacının dava dilekçesinde bir evi olduğundan fakat buna rağmen geçinmesinin mümkün olmadığından bahsettiği belirtilmiş, başvurucunun talep dilekçesinde adli yardım talebinin yanında diğer belgeler ile fakirlik belgesini de sunmuş olduğunun görüldüğü ve kendisi ile ailesinin geçimini idame ettiremediğinin belirtildiği tespit edilmiştir.

Sonuç olarak Yüksek Mahkeme tarafından; yargılama makamlarının başvurucunun söz konusu tutarı ödemesi halinde kendisinin ve ailesinin geçimini önemli ölçüde güçleştireceği iddiasını desteklemek için sunulan ne diğer belgelere ne de fakirlik belgesine itibar etmediğinden, mahkemenin, başvurucu üzerine kayıtlı taşınmazın varlığının hangi nedenle adli yardımdan faydalandırmama için gerekçe oluşturduğunu belirtmeden salt taşınmaz sahibi olmanın adli yardımdan faydalanılmaması noktasında katı ve kategorik bir yorum teşkil etmesinden, bu şekilde kategorik yaklaşımların kişilerin gerçek mali durumlarının dikkate alınmasını önlediğinden bahisle başvurucuların talep ve itiraz aşamalarında ileri sürdükleri iddiaların doğruluğunun araştırılmadan sırf taşınmaz sahibi olmalarından hareketli mali güçlerinin yargılama giderlerini karşılayacak düzeyde olduğu sonucunun çıkarılamayacağını; mahkemeye erişime yapılan müdahalenin gözetilen meşru amaç ile korunmak istenen hak yönünden gerekli ve orantılı olduğunun da söylenemeyeceğini, bu durumun başvurucu üzerinde aşırı bir yok oluşturduğunu ve yapılan müdahalenin de ölçüsüz olduğunu belirterek Anayasa’nın 36.maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir.

 

Av.Berrak BARAN

https://barandastan.av.tr/wp-content/uploads/2022/04/barandastanavukatlik.png
TELEFON
0312 215 15 85
E POSTA
info@barandastan.av.tr
ADRES
Mebusevleri Mah. Turgutreis Cad.
No: 13/5 Çankaya / Ankara
Baran& Daştan Hukuk ve Danışmanlık  | © 2022 Tüm Hakları Saklıdır
error: