ARAÇ DEĞER KAYBI NEDİR?
Trafik kazasının meydana gelmesinin akabinde ilgili hasarlar tamir edilerek onarılsa da bu araçlarda ikincil olarak bir zarar meydana gelmektedir. Bu kapsamda hasarlı aracın kaza yapmasından önceki ikinci el piyasa rayiç değeri ile kazadan sonra onarılan aracın piyasa değeri arasındaki fark araçta değer kaybı olarak ifade edilmektedir. Meydana gelen değer kaybı zararı ise talep edilmemesi halinde Sigorta Şirketleri tarafından karşılanmamaktadır.
Değer kaybı tazminatında amaç; araç kazasında kusurlu olan tarafın, kusursuz veya daha az kusurlu olan tarafa, meydana gelen araç kazasının sebebiyet verdiği zarardan kaynaklanan ve ödenmesi gereken tazminat ile oluşan mağduriyetin giderilmesidir. Önemli olan husus kusursuz olan tarafından kusursuzluğu oranındaki mağduriyetin giderilmesidir. Buna ilişkin Yargıtay içtihatları mevcut olup, aracın kaza yapmadan önceki değeri ile kaza yaptıktan sonraki değeri arasındaki farkın, uzman kişilerce hesaplanması neticesinde talep edilebileceği hükme bağlanmıştır.
ARAÇ DEĞER KAYBI TAZMİNATINDA SORUMLU KİMDİR?
Meydana gelen bir trafik kazasında öncelikli olarak kusurlu olan tarafın kusuru oranında ve sigorta poliçesi limitleri dâhilinde Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçesi (Trafik) sigortacısı sorumludur. İkinci olarak ise; araç işleten sıfatından ötürü araç maliki meydana gelen trafik kazasından sorumludur. Üçüncü olarak; araç sürücüsünün sorumluluğu gündeme gelmektedir. İşbu sorumlu olan gerçek ve tüzel kişiler meydana gelen trafik kazasında ortaya çıkan zararın giderilmesinde müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. Ancak ilgili zararın araç sürücüsü ve araç maliki tarafından tazmin edilmesi halinde bu kimseler, ödedikleri miktarı Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçesi Sigortacısına rücu ederek taraflarınca karşılanan bedelin sigorta poliçesinde yer alan sınırlar dahilinde giderilmesini talep etme haklarına sahiptirler.
HANGİ DURUMLARDA ARAÇ DEĞER KAYBI TAZMİNATI TALEBİNDE BULUNULABİLİR?
Her trafik kazası sonrasında kazaya karışan aracın değer kaybına hak kazanması mümkün olmamaktadır. Değer kaybına hak kazanabilmek için Yargıtay tarafından içtihat edildiği üzere bazı şartlar aranmakla birlikte araç önceden kaza yapmış ise bu kazadaki hasarlı bölgenin yeri, aracın yaşı, kilometresi, kazadaki kusur durumu gibi unsurlara bağlı olarak değişiklik göstermektedir.
Bu kapsamda önemle belirtilmesi gereken husus ise; meydana gelen trafik kazalarında, trafik kazalarının sebebiyet verdiği zararların tazmini için 2 yıllık zamanaşımı mevcuttur. Trafik kazasının meydana geldiği tarihten itibaren 2 yıl içerisinde değer kaybı zararının talep edilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte tek taraflı bir trafik kazası meydana gelmiş ise değer kaybı zararının tazmin edilmesi talep edilemez. Zira değer kaybı zararı kusurlu tarafın kusuru çerçevesinde trafik poliçesi sigorta şirketine başvuru yapılarak talep edilmektedir.
Ayrıca çift taraflı veya birden fazla tarafın mevcut olduğu bir trafik kazası meydana geldiğinde dahi söz konusu kazanın meydana gelmesine %100 kusuru bulunan taraf değer kaybı zararının giderilmesini talep edememektedir.
Öte yandan meydana gelen trafik kazasında mağdur olan kusursuz veya daha az kusurlu olan tarafın aracı daha önce bir veya birden fazla kazaya karışarak aracın aynı parçasından hasara uğramış ve değer kaybetmiş ise bu kapsamda değer kaybı zararının tazmin edilmesi talep edilemez. Dolayısıyla her somut olayın kendi içinde değerlendirilmesi gerekmektedir.
01.05.2015 tarihinde yürürlüğe giren Genel Şartlar kapsamında hesaplamalarda; mini onarımlar (basit aksamlarda yapılan onarımlar) da değer kaybı kalemi içerisinde girmemektedir. Ayrıca çekme belgeli hurda işlem almış araçlarda da değer kaybı talep edilememektedir.
20.03.2020 tarihinde Resmi Gazete ’de yayımlanan ve 01.04.2020 tarihinde yürürlüğe giren Genel Şartlarda yer alan değişiklerde değer kaybı taleplerine ilişkin birtakım eklemeler yapılmıştır. 01.04.2020 tarihi itibariyle araçlarda 165.000 kilometre ve 36 yaş sınırı uygulaması var iken mevcut Genel Şartlar çerçevesinde bu sınırlamalar kaldırılmıştır. Bu kapsamda hesaplama tekniği olarak Genel Şartlar’a bir ek konulmuştur. Hesaplamanın Genel Şartların ekinde yer alan tabloda belirlenen esaslara göre, uzman eksperler tarafından yapılması gerekmektedir. Ayrıca; tekerlekli, paletli, zırhlı toplumsal müdahale araçları, belediye otobüsleri, yol süpürme araçları ve itfaiye araçlarındaki hasar sebebi ile yapılan değer kaybı taleplerinin talep edemeyeceği düzenlenmiştir. Bununla birlikte yabancı plakalı araçların Türkiye’de karıştığı kazalarda yabancı plakalı araçlar için meydana gelen değer kayıplarının da talep edilemeyeceği düzenlenmiştir.
Ayrıca önemle belirtmek gerekir ki 01.04.2020 tarihi itibariyle tanzim edilen poliçe hükümleri çerçevesinde araçta meydana gelen maddi hasarın, aracın rayiç bedelinin yüzde %2’sinin altında kalması halinde değer kaybı tazminatı araçta meydana gelen maddi hasar tutarını aşamaz.
Öte yandan aracın markası, modeli, yaşı, kilometresi, aracın kazadan önceki piyasa değeri, kazadan sonraki piyasa rayiç değeri, onarımın yetkili serviste yapılıp yapılmadığı, hasarlı parça üzerinde yapılan işlemin kapsamı, hasar gören parça sayısı, aracın ticari veya hususi olması gibi etmenler aracın değer kaybı hesaplamasında dikkat edilen ve değer kaybı tazminatını etkileyecek hususlardır. Bunun dışında 01.04.2020 tarihi itibariyle; aracın kullanılmışlık düzeyi, aracın uğradığı hasar boyutu, aracın rayiç değeri, aracın KDV dahil onarım bedeli de hesaplamanın içine hasar boyutu kat sayısı olarak eklenmiştir.
SİGORTA ŞİRKETİNİN SORUMLULUK TUTARI NEDİR?
Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçeleri çerçevesinde Sigorta Şirketlerinin sorumlulukları açısından her yıl rakamsal olarak üst limit belirlenmektedir. Son 2 yıllık zamanaşımı dikkate alınarak 2008 yılı trafik sigortalarındaki sorumluluk üst limit tutarı 36.000,0-TL’dir.1 Ocak -31 Temmuz 2019 tarihleri arasındaki limit ise 39.000,00-TL’dir.2020 yılı için ise bu rakam 41.000,00-TL olarak belirlenmiştir. Meydana gelen maddi hasar ve değer kaybı zararı toplamının belirlenen limiti aşması halinde ise; sigorta şirketi tarafından karşılanmayan bakiye kısım için araç malikine ve araç sürücüsüne karşı talep etme hakkı doğmaktadır.
KASKO POLİÇESİ ARAÇ DEĞER KAYBI TAZMİNATINI KARŞILAMAKTA MIDIR?
Değer kaybı tazminatı karşı tarafın Zorunlu Mali Mesuliyet Sorumluluk Poliçesinden karşılanması gereken bir zarardır. Dolayısıyla da tazmin edilen kasko poliçesi çerçevesinde bu zarar karşılanmamaktadır. Ancak ayrıca bir prim ödenerek değer kaybı zararına ilişkin klozun kasko poliçesine eklenmesi ile birlikte tahsil edilmeyen değer kaybı zararının karşılanması kasko poliçesi çerçevesinde Kasko Poliçesini tanzim eden sigorta şirketinden talep edilebilmektedir.
ARAÇ DEĞER KAYBI TAZMİNATI TALEP EDİLİRKEN HANGİ BELGELERE İHTİYAÇ DUYULMAKTADIR?
Trafik kaza tutanağı, mevcut ise ifade tutanakları ile görgü tespit tutanakları, mağdur araca ait araç ruhsatı, varsa araçların fotoğrafları, mağdur araç sahibine ait talep edilen rakam net olmak üzere kazaya ve kazanın oluş şekline yönelik ispat belgelerinin değer kaybı zararı talep edilirken sunulması gereklidir.
Mevcut olan mevzuat kapsamında Zorunlu Mali Mesuliyet Sorumluluk Poliçesi kapsamında sigorta şirketine kalan zararların karşılanması için belirtilen belgeler ile yazılı başvuru yapılması zorunludur. İlgili başvuru yapılmaksızın herhangi bir hukuki yol işletilememektedir. İlgili Sigorta Şirketine başvuru yapılmasının akabinde başvurular sigorta şirketi tarafından incelenmekte ve talebin uygun görülmesi halinde 8 gün içerisinde talep edilen tutarın ödenmesi gerekmektedir.
Başvurucunun talebinin reddedilmesi veya kısmet kabul edilmesi halinde arabulucuya başvurma zorunluluğu olmaksızın 14.06.2007 tarih ve 26552 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sigortacılık Kanunu’nun 30.maddesi ile kurulan Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurulabilir veya uyuşmazlık ticari ise arabuluculuk süreci yürütülerek uzlaşma sağlanamaması halinde dava açmak suretiyle yargı yolu işletilebilmektedir.
Bununla birlikte geçici koruma tedbiri talebi, ihtiyati haciz talebi, ihtiyati tedbir talebinde bulunulabilmekte ve icrai işlemler de yürütülebilmektedir. Ayrıca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri dışında kalan tedbir ve tespit davaları da arabuluculuk başvurusu zorunlu olmaksızın yürütülebilmektedir.
SİGORTA TAHKİM KOMİSYONUNA BAŞVURU
Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru, belgelerin Komisyon’a elden teslimi ile veya posta yoluyla yapılabilmektedir. Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16.maddesi uyarınca Komisyona yapılacak başvuruların başvuru formu doldurularak yapılması zorunludur. Başvuru formunun bilgisayarda doldurulduğu hallerde çıktısının alınarak imzalandıktan sonra Komisyon’a iletilmesi gerekmektedir. Sigorta Tahkim Komisyonu; mahkemeye, HMK uyarınca tahkime veya Tüketici Sorunları Hakem Heyetine intikal etmiş uyuşmazlıklar hakkındaki başvuruları değerlendirmeyecektir.
Çözüme kavuşturulması için yapılan başvurular Komisyondaki raportörler tarafından incelemeye alınmaktadır. Raportörler tarafından yapılan önincelemenin 15 iş günü içerisinde tamamlanması gerekmektedir. Başvurunun, bağımsız olan Sigorta Hakemlerine iletilip iletilmeyeceğine raportörler karar vermektedir. İncelemelerin akabinde uygun bulunan başvurular bağımsız sigorta hakemlerine iletilmektedir. Atanması gerçekleşen bağımsız sigorta hakemleri de kendilerine iletilen bu başvuruları 4 ay içerisinde sonuçlandırmakla yükümlüdürler.
Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından yürütülen süreçte genel yargılamada olduğu gibi tebligat usulü uygulanmamaktadır. Yapılan başvuruya ilişkin süreç Komisyona ait internet sitesi üzerinden başvurucuya iletilen şifre vasıtasıyla takip edilmektedir. Bununla birlikte yapılan işlemlere ilişkin olarak Komisyon tarafından başvurucu ve/veya vekiline e-mail sistemi aracıyla bilgi akışı sağlanmaktadır.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30.maddesinde yapılan ve 18 Ekim 2013 tarihinde yürürlüğe giren yasal değişiklikle birlikte, yasanın yürürlüğe girdiği söz konusu tarihten itibaren sigorta hakemlerince 5.000,00-TL ve üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen kararlara karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren 10 gün içinde, bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz hakkı tanınmıştır. Süresi içinde ve usulüne uygun şekilde yapılan itiraz 5684 sayılı Kanun’un 30.maddesinin 12.fıkrası uyarınca hakem kararının kesinleşmesini önler ve kararın icrasını durdurur.
Hakem kararına karşı itirazda bulunulabilmesi için kararın 18 Ekim 2013 veya daha sonraki bir tarihte verilmiş olması ve karara konu uyuşmazlığın 5.000,00- TL veya daha yüksek bir miktarda olması gerekmektedir. Değeri 5.000,00- TL ve üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararları, yasayla belirlenen süre içinde itiraz başvurusunda bulunulmaması hâlinde kesinleşir. Değeri 40.000,00- TL’nin üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen kararlar için taraflar temyize gidebilme imkanına sahiptirler.
KAZANÇ KAYBI NEDİR?
Kazanç kaybı (İş durması kaybı), ticari amaçla kullanılan bir aracın uğramış olduğu hasar nedeniyle araç sahibinin bu süreç içerisinde aracını kullanamamasından doğan zarardır. Kazanç kaybı sigorta poliçelerinin kapsamında değildir. Dolayısıyla Sigorta Şirketinden talep edilememekte olup kazanç kaybına uğrayan tarafça belgelendirilmesi şartıyla kusuru oranında araç maliki ve araç sürücüsünden bu zararın giderilmesi talep edilmelidir.
SONUÇ
Meydana gelen trafik kazaları neticesinde ortaya çıkan araç değer kaybı taleplerine ilişkin yapılan değişiklikler, ön başvuru süreçleri, talep ve cevap sürelerinin öngörülmüş olması, hukuki süreçte birden fazla hak süjesinin yer alması, somut olayı etkileyen faktörlerin çeşitliliği ile hukuki çözüm sürecinin girift yapıda olması nedeniyle trafik kazaları neticesinde meydana gelen hasar ile değer kaybının tazmini konularının çözümünde uzman kişilerle işbirliği içinde olunması hak kaybının önlenmesi açısından önem arz etmektedir.
Av. Sıla DAŞTAN