Hukuki İncelemelerKİRA HUKUKUNDA TEMEL PRENSİPLER, KİRA BEDELİNİN TESPİTİ DAVASI, KİRALANANIN TAHLİYESİ VE KARARIN İCRASI

31 Ağustos 2021

A.KİRA SÖZLEŞMESİ

Kira sözleşmesi, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmakla birlikte yararlandırılmasını sunduğu, kiracının da bunun bedelini ödediği iki tarafa borç yükleyen bir akittir.

B.KİRA HUKUKUNDA TEMEL PRENSİPLER

1-AHDE VEFA İLKESİ (AKİT İLE BAĞLILIK)

Dayanağını TMK madde 2’nin oluşturduğu hukukumuzda ana prensip olan ahde vefa ilkesi, sözleşme yapılırken sözleşmenin koşulları belli olup sözleşme yapıldıktan sonra koşullar değişse bile mümkün mertebe sözleşmenin akdin yapıldığı tarihte belirlenen kurallara uygun olarak ifa edilmesi anlamına gelmektedir. İlgili ilke ana prensip olmakla beraber istisnaen kira sözleşmelerinde uyarlama mümkündür.

Nitekim Yargı kararlarına bakıldığında; kira hukukunun şekli bir hukuk olarak değerlendirildiği görülmekte olup anlamsal yorumdan ziyade önce kira sözleşmesi metnine bakılmaktadır. Örneğin; taraflar arasında akdedilen sözleşmede TÜFE oranında artış oranı mevcut iken tarafların şifahi olarak anlaşmaları üzerine TÜFE oranından az bir miktarda artış yapılması yönünde irade gösterilmiş ve kiraya veren kişi tarafından ilgili tutarlar banka aracılığıyla belli bir süre tahsil edildiğinde kiraya veren geçmişe yönelik olarak akitte belirlenen artış oranının tam yapılmadığı gerekçesiyle alacak davası açabilmektedir. Yargı kararlarından da görüldüğü üzere kiraya veren kişiler geçmişe yönelik olarak kira farklarını almaya hak kazanmaktadırlar. Yani diğer bir deyişle ahde vefa ilkesi kira hukukunun ana prensibi olarak uygulanmaktadır. Yine anlamsal yoruma gidilerek de sözleşme hükümleri bertaraf edilememektedir.

2-TAHLİYE NEDENLERİNDE SINIRLI SAYI İLKESİ

Türk Borçlar Kanunu kapsamında tahliye nedenleri sınırlı sayıdadır. Kanunda yazan tahliye nedenleri dışında keyfi olarak tahliye nedenleri üretilememektedir. Bu kapsamda önemle belirtmek gerekir ki; kiraya veren 10 yıl geçmedikçe sebepsiz olarak sözleşmeyi fesih hakkına ve tahliye hakkına sahip değilken kiracı, kira akdinden 1 ay önce fesih ihbarında bulunmak şartıyla kira sözleşmesini her zaman fesih hakkına sahiptir.

3-MÜKERRER KİRA SÖZLEŞMESİ YASAĞI

4-KİRA HUKUKUNA İLİŞKİN İHTİLAFLARDA GÖREVLİ MAHKEMENİN SULH HUKUK MAHKEMESİ OLMASI

Kira Hukukuna ilişkin taraflar arasında bir ihtilaf olması halinde görevli mahkeme Sulh Mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise; ilgili mecurun bulunduğu yer mahkemesidir. Bu kapsamda örnek vermek gerekir ise; kira alacağına ilişkin ihtiyati haciz koruma tedbirinin uygulanması talep edildiğinde Ticaret Mahkemelerine gidilmemesi gerekmektedir. Yargı içtihatlarıyla da açık olduğu üzere kira alacağına ilişkin ihtiyati haciz söz konusu olduğunda doğrudan yine Sulh Mahkemelerine başvurulması gerekmektedir. Ayrıca kira alacağına dayalı çekin iptalleri için ise Asliye Ticaret Mahkemesine değil Sulh Mahkemelerine başvurulması gerekmektedir.

5-ANAHTAR TESLİM

Kira sözleşmesi kapsamında kiracının tahliye edilmesi halinde ilgili mecura ait anahtarın yargı içtihatları doğrultusunda kiraya veren ile kiracı arasında düzenlenen yazılı bir tutanak ile teslim edilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda komşuya veya posta kutusuna yapılan anahtar teslimi esas bakımından geçerli olmayıp tahliye gerçekleşmiş sayılmamaktadır. Resmi ve hukuki olarak anahtar tesliminin gerçekleşmemesi halinde kira sözleşmesi devam etmekte ve kiracı kira bedelini ödemekle yükümlü bulunmaktadır. Ayrıca önemle belirtmek gerekir ki resmi ve hukuki olarak anahtar tesliminin gerçekleşmemesi halinde kiraya veren tarafından ilgili taşınmaza ilişkin işlem yapılmamalıdır. Zira aksi halde ilgili eylemler konut dokunulmazlığının ihlali suçunu dahi oluşturabilmektedir.

6-MÜTESELSİL KEFALET

Türk Borçlar Hukuku Genel Hükümler madde 581 ve devamı maddeleri kapsamında müteselsil kefalete ilişkin mevcut olan şekil kuralları Kira Hukukunda da birebir geçerlidir.

C.KİRA TESPİT DAVASI

C.1 KİRA BEDELİNİN BELİRLENMESİ

Kira Hukuku çerçevesinde kira sözleşmesinde esas olan sözleşme serbestisi olup taraflar açıklamış oldukları irade beyanları ile kira sözleşmesinde yer alacak olan hükümleri belirleyebilmektedirler. Ancak kira artış oranına ilişkin olarak sözleşme serbestisi sınırsız değildir. Kanun koyucu Türk Borçlar Kanunu madde 344 çerçevesinde kira artış oranına TÜİK tarafından açıklanan Tüketici Fiyat Endeksi (“TÜFE”) ile bir üst sınır getirilmiştir. Diğer bir deyişle ilgili kurum tarafından açıklanan TÜFE oranı üzerindeki kira artış oranları geçersiz olup maksimum uygulanabilecek kira artış oranı TÜFE oranıdır.

Taraflar arasında kira artışına ilişkin bir anlaşma yapılması halinde; tarafların yenilenen kira dönemlerinde uygulanacak kira bedeline ilişkin anlaşmaları, bir önceki kira yılında tüketici fiyat endeksindeki on iki aylık ortalamalara göre değişim oranını geçmemek koşuluyla geçerlidir. Bu kural, bir yıldan daha uzun süreli kira sözleşmelerinde de uygulanmaktadır. Bu kapsamda 5 yıldan az süreli kira sözleşmelerinde kira tespit davası açılırken öncelikli olarak hukuki yararın varlığının tespit edilmesi gerekmektedir. Zira akdedilen sözleşme kapsamında TÜFE oranı kadar artışın yapılması halinde kira tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmamakta, hatta 1 yıldan az süreli kira sözleşmelerinde uyarlama davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı şeklinde içtihatlar mevcuttur.

Taraflarca kira artışına ilişkin bir anlaşmanın yapılmaması halinde kira bedeline ilişkin bir ihtilafın doğması neticesinde kira bedelinin tespit edilmesi amacıyla kira tespit davası Sulh Hukuk Mahkemesinde açılmaktadır. Bu kapsamda kira bedeli, bir önceki kira yılının tüketici fiyat endeksindeki on iki aylık ortalamalara göre değişim oranını geçmemek koşuluyla hâkim tarafından, kiralananın durumu göz önüne alınarak hakkaniyete göre belirlenmektedir.

Taraflarca bu konuda bir anlaşma yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın, beş yıldan uzun süreli veya beş yıldan sonra yenilenen kira sözleşmelerinde ve bundan sonraki her beş yılın sonunda, yeni kira yılında uygulanacak kira bedeli ise uygulamada asıl olarak kira tespit davalarının konusu olmaktadır. Bu kapsamda Sulh Hukuk Mahkemelerine yapılan başvuru neticesinde hâkim tarafından tüketici fiyat endeksindeki on iki aylık ortalamalara göre değişim oranı, kiralananın durumu ve emsal kira bedelleri göz önünde tutularak hakkaniyete uygun biçimde belirlenmektedir. Her beş yıldan sonraki kira yılında bu biçimde belirlenen kira bedeli, önceki fıkralarda yer alan ilkelere göre değiştirilebilir. İlgili hüküm uyarınca Hakim tarafından yapılacak olan tespitler için kira tespit davalarında bilirkişi ve keşif incelemesi yapılabilmektedir.

2020 yılında yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle sözleşmede kira bedelinin ve depozitonun yabancı para olarak kararlaştırılması ise yasaklanmıştır.

C.2 DAVA AÇMA SÜRESİ VE KARARIN ETKİSİ

Tespit davalarında genel olarak Sulh Mahkemeleri görevlidir. Taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi ise yetkili mahkemedir. Kira bedelinin belirlenmesine ilişkin dava her zaman açılabilir. Ancak uygulanacak kira döneminin tespiti açısından tespit davasının açılma tarihi önem arz etmektedir. Zira bu dava, yeni dönemin başlangıcından en geç otuz gün önceki bir tarihte açıldığı ya da kiraya veren tarafından bu süre içinde kira bedelinin artırılacağına ilişkin olarak kiracıya tespit davası açma hakkı saklı tutularak yazılı bildirimde bulunulmuş olması koşuluyla, izleyen yeni kira dönemi sonuna kadar açıldığı takdirde, mahkemece belirlenecek kira bedeli, bu yeni kira döneminin başlangıcından itibaren kiracıyı bağlar. 30 günlük sürenin geçirilmesi veya tespit davası açma hakkının saklı tutulmadığı yazılı ihtarlarda 1 yıl sonraki kira dönemi başlangıcından itibaren geçerli olmak üzere kira tespit davası açılabilmektedir.

D.TAHLİYE DAVASI

Tahliye davasında görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi, yetkili mahkeme ise taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. Bununla birlikte tahliye davalarında harç yıllık kira bedeli üzerinden ödenmektedir.

D.1 TAHLİYE NEDENLERİ

Türk Borçlar Kanunda tahliye nedenleri ele alınırken ikili bir ayrıma gidilmiştir. Bu kapsamda ilk olarak kiraya verenden kaynaklanan tahliye nedenleri ve ikinci olarak kiracıdan kaynaklanan tahliye nedenleri hüküm altına alınmıştır.

D.1.1 KİRAYA VERENDEN KAYNAKLANAN TAHLİYE NEDENLERİ

D.1.1.1 İHTİYAÇ NEDENİYLE TAHLİYE (TBK MADDE 350)

Türk Borçlar Kanunu madde 350’ye göre kiraya veren, kira sözleşmesini; kiralananı kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde kiraya ilişkin genel hükümlere göre fesih dönemine ve fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açacağı dava ile sona erdirebilir.

1.KONUT İÇİN

  • Belli yakınlık şartı
  • Konut gereksiniminin zorunlu olması

İlgili hüküm ve Yargıtay içtihatları çerçevesinde kiralananın konut olması halinde ihtiyaç nedeniyle tahliyenin gerçekleşebilmesi için belli bir yakınlık yani akrabalık şartı aranmakta ve konut gereksiniminin zorunlu olması aranmaktadır. Zorunluluk ise mutlaktır. Diğer bir deyişle, aynı bölgede aynı emsalde 5 tane taşınmazı olan kişi sadece birini seçerek farklılaştırmadan ihtiyaç nedeniyle taşınmazı tahliye edememektedir.

2. İŞ YERİ İÇİN

  • İhtiyaçlının başka işinin olmaması
  • Kiralananın, yapılacağı ileri sürülen işe uygunluğu

İlgili hüküm ve Yargıtay içtihatları çerçevesinde taşınmazın kullanım ihtiyacının olması aranmakla birlikte aynı zamanda tahliyesi istenen iş yerinin yapılacak işe uygunluğu da aranmaktadır.

D.1.1.2 İKTİSAP NEDENİYLE TAHLİYE (TBK MADDE 351)

Türk Borçlar Kanunu madde 351’e göre; kiralananı sonradan edinen kişi, onu kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut veya işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa, edinme tarihinden başlayarak bir ay içinde durumu Noter aracılığı ile tapu fotokopisini eke eklenmek suretiyle yazılı olarak kiracıya bildirmek koşuluyla, kira sözleşmesini, altı ay sonra açacağı bir davayla sona erdirebilir. Kiralananı sonradan edinen kişi, dilerse gereksinim sebebiyle sözleşmeyi sona erdirme hakkını, sözleşme süresinin bitiminden başlayarak bir ay içinde açacağı dava yoluyla da kullanabilir.

Bununla birlikte ilgili ihtarname ile tahliye tarihine kadar geçerli olan sözleşmeye ilişkin olarak kiracı tarafından yatırılacak olan kira bedelinin transferi için kiraya verene ait Banka IBAN bilgilerinin bildirilmesi gerekmektedir. İlgili madde hükmünde yer alan edinme tarihinden başlayarak 1 ay içinde tahliye talebinde bulunulmazsa iktisap sebebiyle tahliye hakkı kullanılamamakta ve kira sözleşmesinin sonunun beklenmesi gerekmektedir.

D.1.1.3 KİRALANIN KİRAYA VEREN TARAFINDAN YENİDEN İMAR VE İNŞASI İHTİYACI

Türk Borçlar Kanunu madde 350’ye göre; kiraya veren, kira sözleşmesini; kiralananın yeniden inşası veya imarı amacıyla esaslı onarımı, genişletilmesi ya da değiştirilmesi gerekli ve bu işler sırasında kiralananın kullanımı imkânsız ise, belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde kiraya ilişkin genel hükümlere göre fesih dönemine ve fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açacağı dava ile sona erdirebilir.

İlgili durum kentsel dönüşümlerde veya deprem dayanıklılığı olmayan taşınmazların yıkılması veya kat maliklerinin aldığı bir karar neticesinde gündeme gelmektedir. Bu kapsamda Yargıtay ve uygulamalarda mecuru nemalandırmak yani daha fazla kira geliri elde etmek için yapılmak istenen imalatlar nedeniyle tahliye talebinin bu kapsama girmediği görülmektedir.

D.1.2 KİRACIDAN KAYNAKLANAN TAHLİYE NEDENLERİ

D.1.2.1 KİRACININ TEMERRÜDÜ (TBK MADDE 315)

Türk Borçlar Kanunu madde 315’e göre; kiracı, kiralananın tesliminden sonra muaccel olan kira bedelini veya yan gideri ödeme borcunu ifa etmezse, kiraya veren kiracıya yazılı olarak bir süre verip, bu sürede de ifa etmeme durumunda, sözleşmeyi feshedeceğini bildirilmelidir. Kiracıya verilecek süre en az on gün, konut ve çatılı işyeri kiralarında ise en az otuz gündür. Bu süre, kiracıya yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren işlemeye başlar.

Burada önemle belirtmek gerekir ki; Yargıtay içtihatları çerçevesinde yazılı ihtarın Noter vasıtasıyla gerçekleşmesi gerekmektedir.

D.1.2.2 AKDE AYKIRILIK NEDENİYLE TAHLİYE (TBK MADDE 316/2-SON)

Türk Borçlar Kanunu madde 316’e göre; kiracı, kiralananı, sözleşmeye uygun olarak özenle kullanmak ve kiralananın bulunduğu taşınmazda oturan kişiler ile komşulara gerekli saygıyı göstermekle yükümlüdür. Kiracının bu yükümlülüğüne aykırı davranması durumunda kiraya veren, konut ve çatılı işyeri kirasında, en az otuz gün süre vererek, aykırılığın giderilmesi, aksi takdirde sözleşmeyi feshedeceği konusunda yazılı bir ihtarda bulunulması gerekmektedir. Diğer kira ilişkilerinde ise, kiraya veren, kiracıya önceden bir ihtarda bulunmaksızın, yazılı bir bildirimle sözleşmeyi hemen feshedebilmektedir. Ancak Yargıtay içtihatları çerçevesinde aşikar bir akde aykırılık var ve ilgili hukuka aykırılık bu şekilde tespit ile belirlenmiş ise yazılı ihtarname çekmeye gerek yoktur.

Kuaför olarak kiraya verilmiş taşınmazın masaj salonu olarak kullanılması, iş yeri olarak kiraya verilen taşınmazın konut olarak kullanılması, dershane olarak kiraya verilmiş olmasına rağmen ruhsatsız olarak taşınmazın alt katının fırın olarak kullanılması, kullanım şeklinin hatalı olması, kullanımın amacı dışında taşınmazı taşkın olarak kullanma, ara duvarları kaldırma, apartmanın ortak alanlarına tecavüz örnek olarak verilebilmektedir Yani akde aykırılık nedenleri sınırlı değildir.

D.1.2.3 YAZILI TAHLİYE TAHHHÜDÜ (TBK MADDE 352/1)

Türk Borçlar Kanunu madde 352’ye göre; kiracı, kiralananın teslim edilmesinden sonra, kiraya verene karşı, kiralananı belli bir tarihte boşaltmayı yazılı olarak üstlendiği hâlde boşaltmamışsa kiraya veren, kira sözleşmesini bu tarihten başlayarak bir ay içinde icraya başvurmak veya dava açmak suretiyle sona erdirebilmektedir.

Ancak ilgili tahliye nedeni zayıf bir nedendir. Zira imzalanan yazılı tahliye taahhütnamesine yapılacak bir imzaya itiraz ile icra takibi durur ve itirazın kaldırılmasına veya itirazın iptaline ilişkin süreç başlar. Bu kapsamda ilgili taahhütnamenin Noter vasıtasıyla veya tanıklar huzurunda imzalanması işlemi güvence altına almaktadır. Zira Noter vasıtasıyla imza altına alınan bir tahliye taahhütnamesi var ise imzaya itiraz, itirazın kaldırılmasına; adi bir tahliye taahhütnamesi var ise imzaya itiraz itirazın iptali davasına konu olacaktır.

Ayrıca tahliye taahhüdünün akit yapıldıktan sonraki tarihli bir günde serbest irade ile tarih içerir bir şekilde yazılı olarak alınması gerekmektedir. Yoksa cebir altına alınması sebebiyle tahliye taahhüdüne ilişkin geçersizlik ileri sürülebilmektedir.

D.1.2.4 KİRACININ KİRA BEDELİNİ ÖDEMEMESİ SEBEBİYLE İKİ HAKLI İHTARA YOL AÇMASI (TBK MADDE 352/2)

Türk Borçlar Kanunu madde 352’ye göre; kiracı, bir yıldan kısa süreli kira sözleşmelerinde kira süresi içinde; bir yıl ve daha uzun süreli kira sözleşmelerinde ise bir kira yılı veya bir kira yılını aşan süre içinde kira bedelini ödemediği için kendisine yazılı olarak iki haklı ihtarda bulunulmasına sebep olmuşsa kiraya veren, kira süresinin ve bir yıldan uzun süreli kiralarda ihtarların yapıldığı kira yılının bitiminden başlayarak bir ay içinde, dava yoluyla kira sözleşmesini sona erdirebilir.

Yargıtay içtihatları kapsamında; aynı kira dönemi içerisinde iki ayrı aya ilişkin olarak Noter vasıtasıyla 2 haklı ihtarnamenin çekilmesi gerekmektedir. İkinci bir olasılık ise; ilk haklı ihtarnamenin Noter vasıtasıyla çekilmesinin akabinde 2.haklı ihtarnamenin Noter vasıtasıyla gönderilmeksizin doğrudan 2.haklı ihtarnamenin yerine geçecek şekilde kiralanan taşınmazın tahliyesi için icra takibi yapılması da mümkündür.

Bu kapsamda Türk Medeni Kanunu ile düzenlenen dürüstlük kuralına ve iyi niyet kuralına aykırı olarak gönderilecek olan haklı ihtarnamelerin kötüye kullanılmaması gerekmektedir. Örnek vermek gerekirse; kiralanan taşınmaza ilişkin olarak aynı kira dönemi çerçevesinde ocak, şubat, mart ve nisan ayına ilişkin kira bedellerinin ödenmemesi halinde kiraya veren tarafından 1.ihtarnameye ocak, şubat ve mart ayına ilişkin kira bedellerin konu edilip, nisan ayının ise 2.haklı ihtarnameye konu edilmesi tahliye nedeni sayılmamaktadır. Örneğe konu 4 aya ilişkin kira bedelinin 1.haklı ihtarnamenin konusu yapılabilecekken ilgili ayları bölerek 2 haklı ihtarname hakkının kullanması mümkün değildir.

D.1.2.5 BAŞKA KONUT OLMASI (TBK MADDE 352/SON)

Türk Borçlar Kanunu madde 352’ye göre; kiracının veya birlikte yaşadığı eşinin aynı ilçe veya belde belediye sınırları içinde oturmaya elverişli bir konutu bulunması durumunda kiraya veren, kira sözleşmesinin kurulması sırasında bunu bilmiyorsa, sözleşmenin bitiminden başlayarak bir ay içinde sözleşmeyi dava yoluyla sona erdirebilir.

E.7/30 GÜNLÜK TAHLİYE AMAÇLI İCRA TAKİBİ

İlgili mevzuat kapsamında kiralanan mecurun tahliyesine dönük olarak bilinen en kısa tahliye sistemi 7/30 günlük tahliye amaçlı icra takibidir. 7/30 günlük icra takibinin anlamı ise; başlatılan icra takibi çerçevesinde kiracının 7 gün içerisinde itiraz hakkının mevcut olduğu, 30 gün içerisinde ise kira bedelinin ödenmesine ilişkindir. Kiracı tarafından 7 gün içerisinde itiraz edilmez ve 30 gün içerisinde de kira bedelleri ödenmez ise kiraya verenin icra mahkemesi nezdinde tahliye davası açma hakkı doğmaktadır.

Başlatılan icra takibi çerçevesinde oluşturulan takip talebinde “haciz ve tahliye”’nin birlikte yazması gerekmektedir. Başlatılan icra takibinde oluşturulan takip talebinde tahliye kelimesi yazılmadan 30 günün beklenmesi neticesinde kiracı ilgili kira bedellerini ödemese dahi kiraya veren tarafından İcra Mahkemesi nezdinde açılan dava takip talebinde tahliye kelimesi yazmadığı sebebiyle Mahkeme tarafından reddedilmektedir.

Ayrıca ilgili ihtilaf kira borcunun ödenmemesine ilişkinse ve ilgili ihtilaf girift bir ihtilaf değilse yani diğer bir deyişle kira sözleşmesinin geçersizliği, imza inkarı veya gasp beyanları gibi karmaşık ihtilaflar söz konusu değil ise, ihtilaf sadece kira ve yönetim giderlerinin ödenmemesinden ibaretse doğrudan İcra Mahkemesine başvurulmalıdır.

İcra Mahkemesi nezdinde açılan tahliye davasında taraflara yapılacak olan tebligatların kontrolü ile birlikte delillerin toplanıp toplanılmadığı kontrol edilerek eksikliklerin tamamlanması için sürecin hızlandırılması neticesinde ilk celsede dahi tahliye kararı alınabilmektedir. İcra Mahkemesinden tahliye kararının alınmasının akabinde 1 hafta- 10 gün içerisinde gerekçeli karar Mahkeme tarafından yazılmaktadır. Tahliye kararı Mahkeme kanalıyla taraflara tebliğ edilmiş ise tahliye kararı için İcra Müdürlükleri tarafından ayrıca tahliye emri düzenlenmemektedir. Bu kapsamda Mahkeme tarafından verilen tahliye kararının icra dosyasına girmesiyle birlikte fiili tahliye için gün alınabilmektedir. Zira tahliye kararının icrası için hükmün kesinleşmesi şartı aranmamaktadır. Ayrıca ilk alınan randevuda fiili tahliye genellikle mümkün olmayıp kiracıya genellikle belli bir süre verilmektedir. Verilen süreye ilişkin kağıt kiracıya bırakılmaktadır.

İkinci veya üçüncü alınacak olarak randevu çerçevesinde fiilen tahliye için yapılacak haciz işlemlerinden önce; tahliye harcı ve yediemin ücret tarifesi kapsamında 6 aylık depo ücreti ödenmesi gerekmektedir. Bununla birlikte fiili haczi gerçekleştirebilmek için önceden kamyon ve nakliye işlemlerinin hazırlanması gerekmektedir. Ayrıca önemle belirtmek gerekir ki tahliye mahalline kolluk kuvvetleri ile birlikte gidilmesi gerekmektedir.

F.SONUÇ

Kira Hukukunun çok şekli bir hukuk dalı olması ve içeriğinde pek çok detay düzenlemeyi barındırması nedeniyle, hukuki süreç yürütülürken basit gibi görünen ihmaller büyük hak kayıplarına neden olmakta; hem kiraya verenlerin hem de kiracıların mağduriyetleri doğmaktadır. Ne var ki, ihtilaf içinde bulunan kiracılar veya kiraya verenlerin bu yolda bir adım atmadan önce danışmanlık veya avukatlık anlamında destek almaları, bu kayıplarının önüne geçecek ve süreç profesyonel şekilde layıkıyla yürütülecektir.

 

Av. Sıla DAŞTAN

https://barandastan.av.tr/wp-content/uploads/2022/04/barandastanavukatlik.png
TELEFON
0312 215 15 85
ADRES
Mebusevleri Mah. Turgutreis Cad.
No: 13/5 Çankaya / Ankara
E POSTA
info@barandastan.av.tr
Baran& Daştan Hukuk ve Danışmanlık  | © 2022 Tüm Hakları Saklıdır
error: